Ahlakla ilgili ayetler:
ARAF
33-De ki: "Rabbim yalnızca çirkin hayasızlıkları -onlardan açıkta olanlarını ve gizli olanlarını,- günah işlemeyi, haklı nedeni olmayan 'isyan ve saldırıyı' kendisi hakkında ispatlayıcı bir delil indirmediği şeyi Allah'a şirk koşmanızı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır."
ENAM
151-152-De ki: "Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne-babaya iyilik edin, yoksulluk-endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. -Sizin de, onların da rızıklarını biz vermekteyiz- Çirkin-kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Allah'ın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akıl erdirirsiniz. Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiçbir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun. Allah'ın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz."
NAHL
90 – Allah başkalarına adaleti, hatta adaletten de fazla olarak ihsanı, en güzel davranışı ve muhtaç oldukları şeyleri yakınlara vermeyi emreder.
Hayasızlığı, çirkin işleri, zulüm ve tecavüzü yasaklar. Düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.
AHZÂB
35 – Allah’a teslim olan erkekler ve teslim olan kadınlar,
İslâm dinine iman eden erkekler ve iman eden kadınlar,
taate devam eden erkekler ve taate devam eden kadınlar,
dürüst erkekler ve dürüst kadınlar,
sabreden erkekler ve sabreden kadınlar,
mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar,
hayır yolunda infak eden erkekler ve infak eden kadınlar,
oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar,
ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar,
Allah’ı çok zikreden erkekler ve çok zikreden kadınlar var ya,
işte Allah onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır
HAC
35 – Onlar ki; yanlarında Allah anıldığında kalpleri saygı ile ürperir. Başlarına gelen dertlere sabrederler. Namazlarını hakkıyla ifa eder, Allah’ın kendilerine nasib ettiği nimetlerden, O’nun rızasında harcayıp dururlar
83 – Ama âhiret diyarına gelince:
Biz orayı dünyada büyüklük taslamayanlara, fesatçılık ve bozgunculuk peşinde olmayanlara veririz.
Hayırlı âkıbet, günahlardan sakınanlarındır
İSRÂ
37-38 – Hem kibirli kibirli yürüme!
Zira ne kadar kibirlenirsen kibirlen, ne yeri yarabilirsin, ne de dağların boyuna erişebilirsin!
Böylesi davranışların hepsi kötü olup, Rabbinin nazarında hoş görülmeyen şeylerdir.
HAC
34 – Biz her ümmete kurban ibadeti koyduk ki
Allah’ın kendilerine erzak olarak verdiği hayvanları keserken Allah’ın adını ansınlar.
Şunu unutmayın ki hepinizin ilahı bir tek İlahtır.
Öyleyse yalnız O’na teslim olun. Sen ey Resulüm: O alçak gönüllü, samimi ve ihlaslı olanları müjdele!
KASAS
76 – Yoldan sapanlardan biri olan Karun da Mûsa’nın ümmetinden olup
onlara karşı böbürlenerek zulmetmişti.
Ona hazineler dolusu öyle bir servet vermiştik ki o hazinelerin anahtarlarını bile güçlü kuvvetli bir bölük zor taşırdı.
Halkı ona: “Servetine güvenip şımarma, böbürlenme! Zira Allah böbürlenenleri sevmez” demişti. { 77 – “Allah’ın sana ihsan ettiği bu servetle ebedî âhiret yurdunu mâmur etmeye gayret göster, ama dünyadan da nasibini unutma! (ihtiyacına yetecek kadarını sakla).
Allah sana ihsan ettiği gibi sen de insanlara iyilik et, sakın ülkede nizamı bozma peşinde olma! Çünkü Allah bozguncuları sevmez.”
78 – Karun “Ben bu servete ilmim ve becerim sayesinde kavuştum.” dedi.
Peki şunu da bilmiyor muydu ki Allah, daha önce kendisinden daha güçlü ve serveti daha fazla olan kimseleri helâk etmişti?
Ama suç işlemeyi meslek edinen sicillilere artık suçları hakkında soru sorulmaz. [39,49; 41,50]
79 – Karun bir gün, yine bütün ihtişam ve şatafatıyla halkının karşısına çıktı.
Dünya hayatına çok düşkün olanlar:
“Keşke bizim de Karun’unki gibi servetimiz olsaydı.
Adamın amma da şansı varmış, keyfine diyecek yok!” dediler.
80 – Âhirete dair ilimden nasibi olanlar ise:
“Yazıklar olsun size! Bu dünyalıkların böylesine peşine düşmeye değer mi?
Oysa iman edip güzel ve makbul işler yapanlara Allah’ın cennette hazırladığı mükâfat elbette daha hayırlıdır.
Buna da ancak sabredenler nail olur.”
81 – Derken Biz onu da, sarayını da yerin dibine geçiriverdik.
Ne yardımcıları Allah’a karşı kendisine yardım edip, onu kurtarabildi, ne de kendi kendisini savunabildi.
82 – Daha dün onun yerinde olmaya can atanlar bu sabah şöyle dediler:
“Vah bize! Meğer Allah dilediği kimsenin rızkını bol bol verir, dilediğinin rızkını kısarmış!
Şayet Allah bize lütfedip korumasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi.
Vah vah! Demek ki gerçekten kâfirler iflah olmazmış!”
83 – Ama âhiret diyarına gelince:
Biz orayı dünyada büyüklük taslamayanlara, fesatçılık ve bozgunculuk peşinde olmayanlara veririz.
Hayırlı âkıbet, günahlardan sakınanlarındır.
63 – Rahman’ın has kulları o kimselerdir ki onlar yerde tevazu ile yürürler.
Cahiller kendilerine laf atarsa “Selametle!” derler.
efgan.net